Daha 1 ayı yeni devirmiş bir bloguz. Açıkçası ben bu kadarını beklemiyordum. Elimden geldiğince - itiraf ediyorum biraz da yüzsüzlük yaparak - blogun tanıtımını yapmaya çalıştım. Önce eşe dosta söyleyeceğiz ki merkezi kendimiz olan bir çember halinde yavaş yavaş yayılsın bu site. Amaç tabiki yazıp içimizdeki bu yaz-paylaş şeklindeki dürtüyü dindirmek. Ancak paylaşma bölümü olmazsa tadı kaçar bu işin. Kendi kendine yazmak bir zaman sonra heves bırakmaz adamda.
1.5 ayın sonunda Türkiye'min dört bir yanından yazdıklarımı okumaya değer bulan insanlar oldu. Her geçen gün artan okuyucu sayımız gösteriyor ki bazı şeyleri doğru yapıyoruz. Bu beni daha çok heyecanlandırıyor açıkçası. Daha kaliteli, daha işe yarar, daha düzgün Türkçe'yle, okunmaya değer yazılar yazmaya çabalıyorum.
2 gündür dünyanın da çeşitli yerlerinde bloga girenler oldu. Ancak içlerinde öyle alakasız ülkeler var ki, yazdıklarımdan ne anladıklarını, okuyup okumadıklarını bile bilmiyorum. Ama madem dünyanın çeşitli yerlerinden ziyaretçilerimiz oluyor artık. Onlara da anlayacakları dilden bir kaç bir şey vermek lazım...
Welcome L.A. Quebec, Chicago, Provo, Fort Wayne
Bienvenu Lyon
Bienvenido La Paz, Bogot, Madrid-Barcelona and Logroo
Herzlich wilkommen Westfallen, Hamburg, Zurich
Mieluinen Lahti and Juurikkamki,
Burdur'lu arkadaşa da selam olsun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder