22 Temmuz 2009 Çarşamba

Rahatsız Adamım Ben

Bu blogda hem siyasal hem sportif konularda mümkün olduğunca her yöne saygılı olmaya çalışıyorum. Galatasaray ve Barcelona beğenimiz malum. Ama Fenerbahçe'nin Beşiktaş'ın veya Real Madrid'in yaptığı olumlu hareketlere burun kıvırımadım. Alex'i, Casillas'ı, Raul'u öven yazılarımı da hatırlıyorum. Ancak gün geliyor insan zıvanadan çıkıyor işte.

Konu futbol değil, sosyal bir konu ama siyasetle direkt ilgili. Bakırköy'e bağlı Yeşilköy semtinde yaşıyorum. Eskiden şehir dışı kabul edilirdi ancak şehrin gelişmesiyle maalesef şehir içine dahil oldu bu gözlerden uzak semtimiz. Bugün, yakınlarda bulunan Florya Atatürk Orman'ı içerisinden tren istasyonuna gidiyordum. Ormanda piknik yapmak vs. yasak. Ancak belediye ağaçların daha seyrek olduğu yerlere masalar koymuş, halka açık bir yer haline getirmiş. Semaverleri kapıp gelen ağaçların altında çayını yudumlayabilsin diye.

Buradan sıklıkla geçiyorum. Orman yolu kestirme yoldur çünkü. Ne zamanda geçsem onlarca insan arasından başı açık görmek nasip olmadı. Çarşaflı sayısında da hayli artış var. Öncelikle şunu belirteyim; Türbanlı hatta çarşaflılarla ilgili bir sıkıntım yok. Devletin yasalarının elverdiği alanda her insan açık veya kapalı istediğini giyebilir. Zaten sorun bu değil.

Bundan 10 sene önce Florya'da kapalı insanlar seyrek görünürdü. Birden insanların dindarlığı mı depreşti? Kısmen cevabı en doğrusu olacak. Çünkü dediğim gibi daha önce şehrin dışı kabul edilen ve nüfusu az olan bu zengin mahallelerine son 10 yılda çokça yeni evsahibi taşındı. Jeep'ler içerisinde türbanlı hanımlar aşina bir görüntü oldu. Bu kadar lüks yaşam dinle bağdaşır mı, orasını bilemiyorum.

Ama çeşit çeşit kapalı insan modeli var. Bazıları tamamen dinlerinin gereği olarak yapıyor bunu. Niyetleri bu olanları cani gönülden destekliyorum. Baş örtüsünü suistimal edenler yüzünden de bir kısım halk tarafından hor görülüyorlar. Durumdan en çok zarar gören onlar.Ama bir de alttaki fotoğraftaki gibiler var, orası karışık.

Geçtiğimiz yıllarda yukarıdaki fotoğraf gibi örnekler basına yansımıştı. Köşe yazarları arasında hayli popüler bir konuşma konusu olmuştu. Ben şaşırmıştım açıkçası. Sadece ben mi görüyorum dizlerinin üstünde etek giymiş, göbeği açık gezen türbanlılar? Bu sadece bir fotoğraf. Bir gün yolum düşse de tekrar Gülhane Parkı'na gitsem. Biraz yukarılara çıktığınızda bundan kat kat güzel pozlar çekebilirsiniz. 1 kareye bunun gibi 5 çift sığdırabilirsiniz. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu diye geçiriyorum içimden.

İsteyen istediğini giysin ama herkesin gözünün önünde de yaptıkları çelişmesin. O zaman başka şeyler düşünüyor insan çünkü. Karısı başını kapadıktan sonra altına araba çeken az insan yok ülkemizde. Bu gelişmeler, gördüğümüz İranvari görüntüler beni çok rahatsız ediyor.

Davalara yapılan müdahaleler, tüm muhalif seslerin bir bir susturulması, medyanın birer birer hükümet yandaşı olması beni çok rahatsız ediyor.

Biz Real Madrid'in futbolculara harcadığı paraları konuşurken, harcanan paraların onlarca katının ülkemizde birilerinin cebine gitmesi beni çok rahatsız ediyor.

Kadrolaşmanın tavan yaptığı şu günlerde, bir de katsayının kaldırılmasıyla İmam Hatip'lilerin mühendis, doktor, avukat, siyasetçi olmasının önünün açılması beni çok rahatsız ediyor.

Çok rahatsızım çok...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

"Bu kadar lüks yaşam dinle bağdaşır mı, orasını bilemiyorum."

Bağdaşmaz.