26 Haziran 2009 Cuma
25 Haziran 2009 Perşembe
Say No To Racism
Ali Okancı'nın blogu pennearabiata'da dolaşıyordum. Kenardaki bloglara takıldı gözüm. Rastgele birine bir tık attım. Aşağıdaki postlardan biri beni şok etti. Amerikan zencisi vs. Afrika zencisi postun adı. Amerika'da bu kelimeyi kullanmak hapis cezasına varan cezalar getirir. Ama ülkemizde zenci kelimesi siyahi insanların aşağılanması yolunda kullanılan özel bir kelime değil. Zaten Türk insanı yapısı gereği ırkçı değildir. Siyahiler aşağılanan değil ama farklılıklarından dolayı ilgi çeken insanlardır.
Ama bu blogdaki ırkçı ifadeler bir insan olarak beni çok rahatsız etti. Amerikan zencisi diye ifade ettiği 3. sınıf insan tipinin örneği olarak da tüm NBA'de saygısıyla ün salmış Tim Duncan'ı koymuş. Fotoğraftaki ifadeyi ukala bir tavır olarak tanımlamış.
En son yazıysa Şubat'ta yazılmış. Bırakmış yani anlayacağınız. Bıraksın zaten. Böyle saçma sapan düşüncelerin yer aldığı blogları okusan ne kazanırsın?
Ama bu blogdaki ırkçı ifadeler bir insan olarak beni çok rahatsız etti. Amerikan zencisi diye ifade ettiği 3. sınıf insan tipinin örneği olarak da tüm NBA'de saygısıyla ün salmış Tim Duncan'ı koymuş. Fotoğraftaki ifadeyi ukala bir tavır olarak tanımlamış.
En son yazıysa Şubat'ta yazılmış. Bırakmış yani anlayacağınız. Bıraksın zaten. Böyle saçma sapan düşüncelerin yer aldığı blogları okusan ne kazanırsın?
20 Haziran 2009 Cumartesi
Çivisi Çıkmış Dünya - Amin Maalouf
Öncelikle kitabın daha önceki Maalouf romanlarına benzemediğini söylemeliyim. Okuyanlar bilirler, genelde tarihi romanlar yazardı. Bu sefer yaşının ilerlemesinden mi kaynaklanıyor bilemiyorum, dünyanın gidişatına etki edecek bir kitap yazmayı denemiş. Amacı, önsöz ve arka kapakta da belirtildiği gibi dünyayı kurtarmak için çok geç kalınmadığını hatırlatmak.
Deneme türünde yazılmış bir kitap Çivisi Çıkmış Dünya. Bir alt başlık daha var. Uygarlıklarımız Tükendiğinde. Uygarlıklar işlenerek başlanmış. Doğu ve batı ülkelerinin tarihsel sürecini ayrı ayrı ayrıntılı biçimde irdelemiş. Osmanlı İmparatorluğu ve genç Türkiye Cumhuriyeti'nden de övgüyle söz ediliyor kitapta. Atatürk'ün adının geçtiği her yerde insanın içi ürperiyor, gururlanıyor atalarıyla. Yabancı bir aydının, tüm dünyada okunan bir kitabında bizden böylesine güzel bahsetmesi Türkiye'nin imajı açısından önemli.
Dünyanın gittiği bu karanlık yola dikkat çeken bir çok insan var. Neden Amin Maalouf'u okumalıyız?
Yazar her şeyden önce 2 uygarlığa da yakın bir isim. Lübnan doğumlu bir aydın. Babasının gazeteci olması kendisinin kişisel gelişiminde büyük bir etken olmuş. Sünni-Şii karışık Arap toplumunun içerisinde geçirmiş gençliğini. Daha sonra Fransa'ya göç etmiş ve şu anda orada yaşıyor. Tarihçi olması da olayların içerisindeki neden sonuç ilişkilerini güzel kavramasını sağlıyor. Yani hem etnik hem kültürel kimliğiyle Maalouf bütün bir yazar.
Geçmiş ve günümüzle ilgili yaptığı saptamalar bana gayet açıklayıcı geldi. Çözümler konusunda da bazıları gibi toz pembe bakmıyor. Yapılması gerekenlerin imkansıza yakın ama imkansız olmadığını söylüyor. Çevremize baktığımızda bizlerde geri dönülemez bir dönemece yaklaştığımızı fark edebiliyorz elbette. Maalouf, bu düğümlerin içinden çözüm önerileri üretebilmiş.
Dünya tarihi, içinde bulunduğumuz durum ve dünyanın daha iyi bir yer olabilmesi için yol haritaları arayan, aydın ve daha donanımlı bir insan olma çabasını taşıyan her insan için "Çivisi Çıkmış Dünya" biçilmiş kaftan.
15 Haziran 2009 Pazartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)