29 Mayıs 2009 Cuma

Pitbull - Move, Shake and Drop

Kulağıma hoş gelen müziklerin iklimle yakından ilgisi var anlaşılan. Geçen yaz günde birkaç kez dinlediğim şarkılar kış gelince sıkmaya başladı. Zaten seçimlerin tarihlerine bakarsanız değişimi görürsünüz.

Bu seferki de böyle bir şarkı. Sokakta bir yerde kulağıma çalındı gibi geliyor ama tam da emin değilim. Tabi her gün neredeyse bütün İstanbul'u turladığım için olası bir ihtimal. Şarkı dışında her şeyden de bahsettim...

Bası yüksek, bir dans şarkısı. Bir büyük hata ise Satisfaction'un beati arkada kullanılmış. Özgünlük yok yani. Nakarat güzel, ama fazla tekrarlanmış.

Bu aralar fazla şarkı çıkmıyor sanki piyasaya. Şarkı seçimi yapayım dedim. Şöyle yeni olsun. Bu şarkıyla kararsız kaldığım ikinci şarkı Discokralı'nda her bölüm çıkan Salim - Alo. Okuyucuyla dalga geçmek olur şimdi onu koyarsam. Tamam komik falan ama...

Bir ağırlık var üstümde sebepsiz ama, hayırlısı artık.

19 Mayıs 2009 Salı

Zar Adam'ın Peşinde - Luke Rhinehart


Zar Adam'ı okuyanlar bu kitabu gördüğü anda üzerine atlayacaktır zaten. Okumayanlara, önce ilk kitaptan başlamalarını şiddetle tavsiye ederim. Çoğu diğer romanlardan farklıdır ZarAdam. Hayatınızı değiştirmek için ipuçları sunar. Başkalarının ne dediğinin aslında "o kadar" da önemli olmadığını hatırlatır yeniden.

Bu sefer Luke'un küçük oğlu büyüyor ve kitabın isminden de anlaşılacağı gibi babasının peşine düşüyor. İlk kitap bittiğinde akla gelen yegane soru şu oluyordu. Acaba yazarın dediği gibi bu olaylar yaşandı mı? yoksa bu da bir zar kararı mıydı. Yine %100 güvenilemeyecek olsa bile kitabın kısmen doğru olduğu söyleniyor daha kitabın başında. İlk kitabın 20 yıl kadar sonrası anlatılıyor. Yine müthiş bir kurgu, sıradışı bir hikaye.

12 Mayıs 2009 Salı

Teknoloji


Şu teknolojinin gelişmesiyle ilgili...

Geçen hafta perşembe ve cuma günleri Kadıköy Anadolu Lisesi'nde düzenlenen üniversite tanıtım günlerine katıldık okulca. İlk kez düzenliyorlarmış. Gayet güzel bir okul öncelikle yapı olarak. Öğrencilerinin dediği kadarıyla eğitimi aynı kalitede değilmiş ama bu bizim meselemiz değil şu an.

Kadıköy Anadolu Lisesi'nin verdiği mezunlar arasında çok değerli insanlar var. Sonradan sütü bozuk çıkanlar da yok değil arasında. Bu tanıtım sırasında üniversite ve meslek tanıtımını yapan tüm konuşmacılar okulun eski mezunlarıydı. Sanırım bombayı sona saklamışlardı.

Geleceğin meslekleri konu başlıklı konuşmayı dinlemek için konferans salonuna doluştuk. Sunucu arkadaş, konuşmacının başarılarını sıralamaya başladı. Kız sıraladıkça salondaki heyecan yükseldi. Amca, esasında bir bilgisayar programcısı. Yapay zeka üzerinde dünya çapında çalışmaları var. NATO'ya falan yazılım satıyormuş kendisi. 50 çeşit enstruman çalabildiği kesmine falan girince heyecan doruk yaptı, hazırladığı animasyonların Star Wars, Gladiator gibi filmleri geride bırakar ödül aldığı duyulunca herkesten bir alkış koptu.

Herkes adamın konuşmasını bekliyordu. Gayet mütevazıydı. Tüm bu giriş seremonisinden utanmıştı. Başladı üzerine düşen görevi yapmaya. Meslekleri seçerken dikkatli olmamızı, gelecekte öğretmenlik, doktorluk, mimarlık hatta sanatçılık mesleklerin bile kalmayacağını söyledi. Herkes ne saçmalıyor diye düşünürken PC'yi çıkardı. PC kelime anlamıyla bu olmalı zaten. Personal computer. Amcanın kendisi dışında bilgisayarı kullanmak mümkün değil. Zaten ev ve ofisi dışında çalıştırdığınız zaman arıza çıkarıyor alet.

Neyse efendim, bir demo açıldı. Adı Compishko. Bir yapay zeka programı. Adam başladı bilgisayarla konuşmaya. Başta basit şeyler hakkında konuşuyorlardı. Arada bize dönüp açıklama yapıyordu. 82 insani duygu yüklenmiş alete. Bilgisayar birden küstü kendisiyle sürekli konuşmadığı için. 10 dakika bilgisayarın gönlünü almaya çalıştık, alet bana mısın demedi. Laf sokuyor falan. Herkes gülmekten kırıldı tabii...

Ama bir de işin arka tarafı var. Bunun üstünden 3 gün geçmişti ki televizyonda bir haber. Japonya'da yapay zekayla çalışan bir öğretmen ders vermeye başlamış. Zaten dünya nüfusu artıyor. 3 kişiden birinin işi yok. Adam bize doktor olmayın, genetikçiler bütün hastalıkların kökünü kazıyacak zaten diyor. Gitar bile çalmanıza gerek kalmayacak. Müziğin de kendi içerisinde bir matematiği var. Bilgisayara yüklüyorum, en kral müziği yapıyor bana diyor.

Saygı duydum ama, bilgisayarın nazlanmalarını duyduktan sonra, bilimkurgularda geçen insan-robot savaşlarının gerçekten yaşanabileceğine inandım. İnsanoğlu çok kötü amaçlar için kullanabilir yapay zekaları.

Benimse yine kafam karıştı. Ne olacam ben büyünce amca?

9 Mayıs 2009 Cumartesi

Flo-Rida - Right Round


Biraz Hip-Hop ve R&B dünyasına geri dönelim. Corona bu şarkıyı 1.5 ay önce falan koymuştu. o zamanlar bu kadar çok dinleyip sevmiyordum. Ama nedense bir şarkı sürekli çalmaya başlayınca yavaş yavaş seviyorsunuz. Sanırım çevrenizin etkisi büyük. İnsanlar beğenip dinleyince siz de kayıtsız kalamıyorsunuz.


Flo-rida, Low'la büyük ses getirmişti. Listenin tepesini sevmiş, oradan ayrılmaya niyeti yok gibi. Gözünü sevdiğimin küresel dünyası. Adam ta nerelerden şarkı yapıp burada aranan şarkılara imza atıyor. Bizlere kadar ulaşıyor. Eminim bir gün biz de aynı hızla onlara ulaşacağız. Bununla ilgili bir yazı da yazmayı planlıyorum.


Yakındır.

8 Mayıs 2009 Cuma

NakedMan

As society and culture has evolved, our ancient ancestors, the cavemen, have found themselves relegated to a punch line. No longer thought of as the bridge from past to present, today, they're the wacky inhabitants of Bedrock, the elongated face of your car insurance, or a high school student who, upon de-thawing, attends Encino High with Pauly Shore and a hobbit.

But I say the time has come to give these Neanderthals (are they people? I'm not sure) their due. After all, they gave us the wheel. They gave us fire. And based on cave paintings found in Bulgaria over the weekend, they gave us: The Naked Man.

Primitive? Yes. While modern-day man may have more sophisticated means at his disposal to seduce a woman (eg., alcohol, Barry White), let's not forget these pre-historic innovators were fearless. Not only did they live among saber-tooth tigers and dangerous wooly mammoths, but also lady cavemen who were really, really hairy. Below are the aforementioned cave paintings and a description by a legendary archaeologist who prefers to remain anonymous. Let's just say he survived a temple of doom, a last crusade, and some really stupid crystal aliens.

Step 1:

You and the woman you clubbed enjoy rotting deer carcass by torch light.

Step 2:

Your woman steps out to use the little girl's cave. You take off your loin cloth.

Step 3:

Delighted by your boldness and unharnessed masculinity, you make the two-humped mastodon.

This works...2 out of 3 times.